11 Aralık 2010 Cumartesi

Kar Nasıl Oluşur?


Hiç merak ettiniz mi?

B ulutları meydana getiren su buharı 0°C’nin altındaki sıcaklıklarda donar. Bu donma sonucu su buharı iğne şeklinde buz kristalleri hâlini alırlar. Bunların birbirlerine birleşmeleri netîcesinde de düzgün altıgen şeklinde kar kristalleri meydana gelir. Kar kristallerinin bozulmadan yere ulaşmaları için geçtikleri hava tabakalarının sıcaklıklarının 0°C’nin altında olması gerekir. Aksi takdirde yeryüzüne yağmur olarak yağar.Çok sayıda kar kristal çeşidi olmasına rağmen hepsi altı köşelidir. Kar tânelerinin kristal yapıları birbirinin tıpa tıp aynısı değildir. Mikroskopla büyütülen kar tâneleri üzerinde yapılan araştırmalarda kristal yapıları birbirinin aynı olan iki kar tânesine rastlanmamıştır. Kar kristalleri üzerinde ilk araştırmaları yapan Amerikalı Wilson Bentley, gördüğü muhteşem sanat karşısında âdetâ büyülenmiş ve elli yıl boyunca sürekli kar kristali resmi çekmiştir. Elde ettiği 6000 resim içinde kristal yapıları birbirinin aynı olan iki kar tânesine rastlayamamıştır. Daha sonraları diğer ilim adamlarının sürdürdüğü çalışmalar netîcesinde şimdiye kadar kar tânecikleri arasında aynı büyüklükte, aynı şekilde ve aynı sayıda su molekülü ihtivâ eden iki kristal bile bulunamamıştır. İlim adamlarını şaşırtan bu hâl, herşeyi yaratan Allahü teâlânın sonsuz kudretinin delillerinden biridir.

Çapları 2-4 mm, ağırlıkları ise yaklaşık 0,005 gram olan kar tânecikleri havanın gösterdiği direnç sebebiyle süzülerek (limit hızla) yere inerler. Bu inme sırasında tânecikler birbirlerini ittiklerinden yapışmazlar. Özelliklerini koruyarak yere inerler. Bunlar güneş ışığını tamâmen yansıttıkları için beyaz olarak görülürler. Kar yağışı genellikle hava sıcaklığı -4°C ilâ -20°C arasındayken olur. Bu yağış, sıcaklık sıfırın altında birkaç derece olduğunda ağır, nemli, ebatları bir santimetreye ulaşan parçalar hâlinde gerçekleşir. “Lapa lapa kar yağması” tâbiri bu durum için kullanılır. Atmosfer ile toprağın sıcaklıkları eşit olursa yüzeye ulaşan kar hemen
erimez. Toprak sıcaklığı atmosfer sıcaklığının üzerinde ise, yere düşen kar kısa sürede erir.

Dünyâ üzerinde bir bölgede, kar yağışı olma ihtimâli, o bölgenin ekvatordan uzaklık ve deniz seviyesinden yüksekliği ile doğru orantılıdır. Buna rağmen ılıman bölgelerin kara iklimi görülen kısımlarında, ekvatordan uzaklık ve denizden yükseklik şartları yeterli durumda olmasa bile, kar yağışı görülür. Yapılan araştırmalarda bütün yağışların altı veya sekizde birinin kar olarak gerçekleştiği anlaşılmıştır. Karın, tarım toprağını koruması ve nemli tutmasında önemi büyüktür. Kar, yeryüzü ve yeraltı su rezervlerinin ana kaynağıdır.

Kar, -8°C’de, bitkilerin üzerinde ince bir hava tabakası bırakarak, bu bölgeyi 0°C olacak şekilde örter. Kış boyunca toprak ve bitkileri donmaktan koruyan kar, ilkbaharda sıcaklığın artmasıyla eriyerek nehirlere ulaşır. Ayrıca kışın yağan ve dörtte üçü üst kısımlarda kalan kar, yaz kuraklığına karşı da toprağı ve bitkileri korumuş olur. Karda bulunan amonyak, kar erimesiyle birlikte toprakta kalır. Bu amonyak, azot bakterileri tarafından kalsiyum nitrat gibi azot tuzlarına çevrilerek bitkilerin azot ihtiyâcını karşılar.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder